©opyright > Mert Gürtunca
Her şey o kadar büyüktü ki…
Binalar üstüme üstüme gelen dev canavarlardı sanki.
Gözüm korkmuştu daha ilk dakikada.
Ya memleketim; memleketim böyle miydi..?
En yüksek binası beş katlıydı.
İnsanları iç içe, havası buraya göre bin kat daha temizdi.
Nefes aldırıyordu insana gökyüzü.
Burada gökyüzünü bile göremiyordum; yukarı baktığımda başım fırıl fırıl dönüyordu.
Zaman nasıl geçerdi burada?
Her şey o kadar sıkıcıydı ki...
Kuşlar dahi uçmuyordu.
İnsan yaşamaya üşenirdi.
Alışmak zorundaydım; aydınlığım çok uzaklarda kalmıştı.
Bir hafta hiç durmadan ağladım.
Tâ ki Karşıyaka’dan vapura binip Konak’a gidene kadar…
Vapurda geçirdiğim yirmi dakika boyunca denizin gökyüzüyle olan uyumunu izledim.
O kadar güzel parlıyordu ki deniz; binaların ve insanların korkunçluğunu unutturdu bana.
Artık beni bu şehre bağlayan tek şey denizdi.
Ege’nin incisi İzmir, ne yazık ki denizin olmasa beş para etmezsin..!
_______________________________
Yazar: Gamze Uzun Yazım Tarihi: 24/07/11
0 yorum :
Yorum Gönderme